İki tehdit

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ülkesini terk ettiği duyuruldu.

Esad rejimine muhalif güçler Şam’a girdi.

Suriye’de de BAAS rejimi ve Hafız Esad’la başlayıp Beşar Esad’la devam eden 53 yıllık dönem bitti.

Suriye’de Esad’ın devrilmesi ABD, İngiltere ve İsrail’in uygulamaya geçirdiği Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) sonucudur.

Irak’tan sonra Suriye de İsrail için tehdit olmaktan çıktı ve Büyük İsrail Projesi’nin önündeki bir engel daha kalktı.

Yeni Suriye’nin şekillenmesinde en fazla söz sahibi olacağı anlaşılan iki yapı gelecekte Türkiye için iki tehdit oluşturacak nitelikte.

Bunlarda biri ABD tarafından kurulan ve himaye edilen PKK-YPG-PYD devletçiği diğeri de 11 günde Şam’a ulaşan El Kaide ve El Nusra’nın devamı olan radikal İslamcı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) örgütüdür.

Şeriatçı olan bu örgüt de PKK-YPG gibi ABD tarafından himaye edilen, donatılan ve eğitilen bir örgüttür.

İki örgüt de laik, demokratik, hukuk devleti olan Türkiye ile sorunludur.

PKK terör örgütü Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet ve üniter devlet yapısına karşıdır.

Bu terör örgütünün nihai amacı Suriye, Irak, İran ve Türkiye’den koparılacak dört parçayı birleştirip Büyük Kürdistan devletini kurmaktır.

Bu hedefin iki ayağı yine ABD ve İsrail desteğiyle tamamlanmıştır.

Kuzey Irak’ta Kürt özerk bölgesi kurulduktan sonra, Suriye’nin kuzeyinde de PKK-YPG devletçiği kurulmuş, ABD desteği ve eğitimiyle bir ordu da oluşturulmuştur.

Tarihin cilvesine bakın ki baba Hafız Esad’ın, Türkiye’ye karşı koruyup desteklediği PKK terör örgütü Türkiye’yi bölememiş ama himayesinde olduğu Suriye’yi bölmüştür.

Şimdi hedef İran, sonrasında da Türkiye’dir.

HTŞ de Türkiye ile sorunlu bir yapıdır.

Bu örgüt de diğer radikal İslamcı örgütler gibi Türkiye’nin laik niteliğine karşıdır.

Türkiye’nin Suriye ile olan 910 kilometrelik sınırının doğusunda PKK-YPG-devletçiliği, batısında ise radikal İslamcı HTŞ yapılanması söz sahibidir.

HTŞ hakim olduğu bölgede bir Afganistan oluştururken, PKK-YPG kendi devletçiğini kurmuştur.

Suriye’de yaşanan, emperyalist bölüşüm savaşıdır.

İç savaş süresince Esad Rusya’nın ve İran’ın desteğiyle ayakta kalabilmiştir.

Ancak Rusya’nın asıl askeri gücünü Ukrayna savaşına ayırması, İsrail’in Hizbullah ve HAMAS’a ağır darbeler indirmesi Esad’ı zayıflatmıştır.

Rusya, Esad’a daha fazla destek vermek yerine Tartus ve Lazkiye’deki üslerini korumak ve Doğu Akdeniz’de kalabilmek için ABD ile anlaşmayı yeğlemiştir.

Türkiye’de iktidar yanlıları Esad’ın devrilmesine, HTŞ’nin Şam’a girmesine seviniyor.

Bunun nedeni kuşkusuz Türkiye’de iktidarın laiklik ilkesine soğuk, İslamcı hareket ve örgütlere sıcak bakmasıdır.

Türkiye’nin güneyinde PKK-YPG ve radikal İslamcı HTŞ’nin devletleşmesi Türkiye açısından sevinilecek bir durum değildir.

Her ikisinin de laik, demokratik, üniter, ulus devlet nitelikleri taşıyan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı olduğu unutulmamalıdır.

Tabii yeni Suriye’yi kurduktan sonra ABD ve İsrail’in hedefinde İran ve Türkiye olacağı da unutulmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi